简体中文
繁體中文
English
Pусский
日本語
ภาษาไทย
Tiếng Việt
Bahasa Indonesia
Español
हिन्दी
Filippiiniläinen
Français
Deutsch
Português
Türkçe
한국어
العربية
Özet:Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, ekonomide süreklilik arz edecek ciddi bir durgunluk ya da daralma beklemediklerini bildirdi.
ATO'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Odanın ağustos ayı olağan meclis toplantısı ATO Meclis Salonu'nda yapıldı.
Baran, burada yaptığı konuşmada, son dönemde durgunluk, daralma, stagflasyon gibi kavramların sıklıkla dile getirildiğine dikkati çekti.
Söz konusu tartışmaların yüksek enflasyona karşılık yavaşlayan ekonomik aktiviteye dair olduğunu vurgulayan Baran, şu ifadeleri kullandı:
“Ekonomimiz yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,7'lik büyüme kaydetmişti. Üst üste 15 çeyrektir büyüyoruz. Resesyondan bahsedebilmemiz için ekonominin birbirini takip eden 2 çeyrekte daralması gerekiyor. Bu yılın ikinci çeyreğinde nispeten düşük bir büyüme beklense de süreklilik arz edecek ciddi bir durgunluk ya da daralma beklemiyoruz.”
Baran, mevcut enflasyon oranlarıyla, faizlerde keskin düşüş beklemediklerine işaret ederek Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın bu ayın başında yılın üçüncü Enflasyon Raporu'nu yayımladığını hatırlattı.
Enflasyonun yıl sonunda yüzde 42 olarak gerçekleşse bile hedefin tuttuğunun kabul edileceğini bildiren Baran, “Merkez Bankamız, tek haneli enflasyona ancak 2026 sonunda ulaşılacağını öngörüyor. Söz konusu hedeflerin tutturulabilmesi için sıkı para politikasından ödün verilmeyeceği net bir şekilde anlaşılıyor. Tek haneli faiz oranlarıyla kullanılan finansmanı orta vadede tekrar bulabilmek mümkün gözükmüyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“ZORLUKLARA KARŞI BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİYİZ”
İş insanlarının ekonomik gelişmeleri iyi takip edip, gerçekçi değerlendirmeler yaparak faaliyetlerini planlamaları gerektiğine dikkati çeken Baran, ticari anlamda elverişli olmayan, yüksek oranda da şirket dışı kaynaklara bağlı projelerden kaçınılması gerektiğini vurguladı.
Baran, bir yandan ekonomiye ve memleketin gücüne duydukları güveni korurken, öte yandan öz kaynakların tercih edilmesi gerektiğini belirterek, “İşletmelerimiz de sadece makul borçların altına girmeli ve mümkün olan tüm tasarruf tedbirlerini kendi şirketlerimizde uygulamalıyız. Ticari ortaklıklar için kendi aramızda işbirliği fırsatları oluşturmalı, zorluklara karşı birlikte mücadele etmeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Feragatname:
Bu makaledeki görüşler yalnızca yazarın kişisel görüşlerini temsil eder ve bu platform için yatırım tavsiyesi teşkil etmez. Bu platform, makale bilgilerinin doğruluğunu, eksiksizliğini ve güncelliğini garanti etmez ve makale bilgilerinin kullanılması veya bunlara güvenilmesinden kaynaklanan herhangi bir kayıptan sorumlu değildir.