简体中文
繁體中文
English
Pусский
日本語
ภาษาไทย
Tiếng Việt
Bahasa Indonesia
Español
हिन्दी
Filippiiniläinen
Français
Deutsch
Português
Türkçe
한국어
العربية
Özet:Diyarbakır'da soya üretimi yapılan alan devletin de desteğiyle bir yılda 9 bin dekardan 33 bin dekara yükseldi.
Yaklaşık 7 milyon dekar tarım arazisiyle Türkiye'nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden biri olan Diyarbakır'da, Tarım ve Orman İl Müdürlüğünce çiftçilerin gelir düzeyinin artırılması, bölgenin ürün deseninin çeşitlendirilmesi amacıyla yaklaşık 6 yıl önce deneme amaçlı soya ekimi yapıldı.
Farklı toprak ve iklim şartlarında birinci ve ikinci ürün olarak denenen soya, elde edilen olumlu sonuçlarla çiftçiye tavsiye edildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından 2024 yılı “Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi” (TAKEP) kapsamında Diyarbakır'da Tarım ve Orman İl Müdürlüğünce “2. Ürün Soya Üretiminin Geliştirilmesi ve Yaygınlaştırılması Projesi” hazırlandı.
Proje kapsamında bu yıl çiftçilere yüzde 75 hibeyle 127 ton sertifikalı soya tohumu dağıtıldı.
“ANA ÜRÜN HALİNE GETİRECEĞİZ”
Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, Diyarbakır'ın tarımsal ve hayvansal üretim potansiyeli yüksek bir il olduğunu söyledi.
Atalar, ilde yaklaşık 7 milyon dekar alanda tarımsal faaliyet yapıldığını, ana ürün olarak hububat ve bakliyat ardından da pamuk ve mısır üretildiğini belirtti.
Yaptıkları çalışmalarla soya üretimini de yaygınlaştırmaya başladıklarını anlatan Atalar, “TAKE Projesi kapsamında yaklaşık 12 bin 500 dekar alana yetecek kadar soya tohumunu yüzde 75 hibe ile üreticilerimize dağıttık. Birinci ürün olarak mayıs ayında ekimi gerçekleştirdik. İkinci ürün ekimini de haziran ayında yaptık.” dedi.
Atalar, soyanın özellikle yağ sanayinde kullanılan önemli bir ürün olduğunu ve yağ alımının ardından kalan posasının da ortalama yüzde 33 protein içeriği nedeniyle kanatlı hayvan yemi için vazgeçilmez bir ham madde kaynağı olduğunu belirtti.
Soya bitkisinin havadaki serbest azotu toprağa bağlaması nedeniyle kendisinden sonra ekilecek ürünlerde gübre maliyetini düşürdüğünü ve verimi artırdığını anlatan Atalar, soyanın hem sulu tarımda münavebe (Farklı bitkilerin art arda zamanlarda, aynı alanda, birbirini takip edecek bir takvimde yetiştirilmesi) hem de ikinci ürün olarak ekimine başlandığını ifade etti.
Atalar, dolayısıyla toprağın yıpranmasına ve çölleşmesine izin verilmeyeceğini dile getirerek, soyanın kıymetli bir ürün olduğunu, yapılan çalışmalarla ekim alanının arttığını söyledi.
“Diyarbakır'da 2023 yılında yaklaşık 9 bin dekar alanda soya tarımı gerçekleşmişken bu yıl yaklaşık 33 bin dekar alana ulaştı. Uyguladığımız projelerle bir yılda ekim alanında 3 kattan fazla artış meydana geldi. Bu umut verici bir durum. Gittikçe çiftçi tarafından benimsenmeye başlandı. Soya, ülke olarak ihtiyaç duyulan stratejik bir ürün olduğu için yaygınlaşması hem çiftçi hem de Türkiye için önemli. Bu ürünü ilimizin ana ürünlerinden biri haline getireceğiz.” ifadelerini kullanan Atalar, bu ürünün yaygınlaştırılması için çalışmaları sürdüreceklerini bildirdi.
Soyada dekar başına alınan verimin uygulanan bakıma göre değiştiğine işaret eden Atalar, bu yıl birinci üründe dekara 450-550 kilogram, ikinci ürün olarak da üreticilerin dekara ortalama 400 kilogram verim aldığını, bunun da oldukça iyi bir miktar olduğunu söyledi.
“ÇİFTÇİLERE ÖNERİYORUM”
Merkez Kayapınar ilçesi Çölgüzeli Mahallesi'nde çiftçi Ekrem Büküm, 300 dekar arazisinde buğday, arpa, mısır ve pamuk ürettiğini söyledi.
Bu yıl 150 dekar arazisinde ikinci ürün olarak soya ekimi yaptığını anlatan Büküm, bu ürünün girdi maliyetinin diğer ürünlere göre daha az olduğunu ifade etti.
Büküm, devlet destekli tohumla üretim yapmanın çiftçiye fayda sağladığını dile getirerek, “Geçen yıl dekara ortalama 300 kilogram verim aldım. Bu yıl dekara 400 kilogram verim alıyorum. Soya üretimini çiftçilere öneriyorum.” dedi.
Feragatname:
Bu makaledeki görüşler yalnızca yazarın kişisel görüşlerini temsil eder ve bu platform için yatırım tavsiyesi teşkil etmez. Bu platform, makale bilgilerinin doğruluğunu, eksiksizliğini ve güncelliğini garanti etmez ve makale bilgilerinin kullanılması veya bunlara güvenilmesinden kaynaklanan herhangi bir kayıptan sorumlu değildir.